16 Mayıs 2012 Çarşamba

Herkes erkenden evine giriyor

Yozgat'ın Yenifakılı İlçesi toprağa gömülü üç cesedin gün yüzüne çıkmasının şokunu yaşıyor. İlçe tarihinde tek bir cinayetin izine rastlanmıyor. Ancak, toprak altından art arda çıkarılan cesetler ve birbiriyle bağlantılı cinayetler ilçede korkuya yol açmış durumda. İlçe sakinleri yaşananlar nedeniyle erkenden evlerine gittiklerini söylüyor.


3 bin nüfuslu ilçenin tarihinde tek bir cinayetin izine rastlanamazken, biri kadın üç kişiye ait cesetlerinin toprak altında çıkarılması ilçe sakinlerin tarafından korku ve şaşkınlıkla karşılandı.
İlçede akşam 19.30'dan sonra kimsenin sokağa çıkmak istemediği, herkeste bir korkunun olduğu ifade ediliyor.
Ustaca işlenmiş film senaryolarına taş çıkartan cinayetlerin gerisinde yatan sebepler araştırılmaya devam ediliyor. Şinasi Sarıaslan, Ziya Yılmaz ve yengesi Mehtap Yılmaz’ın katil zanlısı olarak gözaltına alınan şüphelilerden Dursun K ve Ömer Ç. dün tutuklandı; dört kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
İLÇE TARİHİNDE BİR İLK
Yenifakılı Yozgat’ın en küçük ilçelerinden biri… Yoğun göç veren ilçede temel geçim kaynağı tarım. Hemen herkesin birbirini tanıdığı Yenifakılı 1990 yılında ilçe oldu.
İlçedeki hemen herkes 20 güne yakın bir süreden beri toprak altında çıkarılan cesetleri konuşuyor. Kaymakamlık, Belediye, Jandarma görevlileri günlerdir, ilçelerinde ilk kez karşılaştıkları cinayetin perde arkasını çözmeye çalışıyor.
Cinayetlerin oluş biçimleri ve perde arkasında yatanlara geçmeden önce zanlı ve ölen kişiler ile ilgili kısa bilgi vermekte yarar var.
HEPSİ BİRBİRİNİ TANIYOR
33 yaşındaki tutuklu zanlı Dursun K. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde işçi olarak çalışıyordu. Daha önce belediyede çalışan Dursun K.’nın babasına ait gazino bulunuyor. Dursun K. evli ve iki çocuk sahibi. Arkadaşı Ömer Ç ise lise öğrencisi.
Öldürülen kişilerden 51 yaşındaki Şinasi Sarıaslan belediyede çalışıyordu.  Sarıaslan da evli üç çocuk sahibi. Öldürülen kişilerden 30 yaşındaki Ziya Yılmaz ise ilçede bir gazinoda çalışıyordu. Ziya Yılmaz Yenifakılı’lı değil. Nevşehir Kozaklılı olan Yılmaz bir süre önce ilçeye geldi ve burada çalışmaya başladı.
Ziya Yılmaz’dan 4-5 gün sonra öldürülen 24 yaşındaki Mehtap Yılmaz  ise çalışmıyordu. Mehtap Yılmaz’ın böbrek hastası olan 1 yaşında oğlu bulunuyor.
Eşi 4 aylık asker olan Mehtap Yılmaz ve kayınbiraderi Ziya Yılmaz, Nevşehir Kozaklı’dan Yenifakılı’ya taşındı.
PEŞİ SIRA GELEN CİNAYETLER
Hurriyet.com.tr’nin, soruşturmayı yürüten isimlerden edindiği bilgiye göre peşi sıra gelen cinayetlerin örgüsü şu şekilde gelişti:
Tarih 2 Mart 2012; İlk öldürülen isimlerden Şinasi Sarıaslan ilçedeki bir gazinoya yakın bir bağ evinde öldürüldü. Sarıaslan’ın öldürülmesine sebep olarak ise  ‘para’ ve ‘kadın’ ihtimalleri üzerinde duruluyor.
Bıçaklanarak öldürülen Sarıaslan, bağevine yakın bir yere gömüldü. Sarıaslan’ı öldüren isimler üç kişi:  Dursun K. Ömer Ç ve öldürülen Ziya Yılmaz.
İlk cinayetten sona 20 gün kadar sonra 20-23 Mart tarihleri arasında bu kez Ziya Yılmaz öldürülüyor. Ziya Yılmaz da ormanlık bir alana gömülüyor. Yılmaz’ı öldürün isimler ise Dursun K. ve Ömer Ç. Ziya Yılmaz çöplük mevkiinde bir çam ağacının altına gömülüyor.
Ziya Yılmaz’ın öldürülmesinden 3-4 gün sonra da Mehtap Yılmaz öldürülüyor. Mehtap Yılmaz’ın gömüldüğü yer ise Dursun K.’nın evinin bahçesi. Zanlılar Mehtap Yılmaz’ı neden öldürdükleri yönündeki sorulara ise sorguda “Mehtap ilk iki olayı bir şekilde öğrenmişti. Birilerine anlatmakla tehdit etti bu yüzden onu da öldürdük’ yönünde ifade verdikleri öğrenildi.
Soruşturmayı yürüten bir isim “Bu üç cinayetten sonra Dursun K. Ömer Ç.’yi de öldürmek istemiş. Hatta Ömer’i bir yere götürüyor öldürmek için. Ancak Ömer ona ‘Bu işi iki kişiye söyledim. Beni öldürürsen herkes senden bilir’ dedikten sonra öldürülmekten kurtuluyor” bilgisini verdi.
OLAY 28 NİSAN’DA ORTAYA ÇIKTIÜç kişinin öldürüldüğü olaylar zincirinin ortaya çıkmasının başında yer alan olayın başlangıcı ise 28 Nisan. Bu tarihte tarlasına giden bir çiftçi toprağı kazdığı sırada
Sarıaslan’ın toprak üstüne çıkan kolunu görüyor ve durumu İlçe Jandarma’ya haber veriyor.
Yürütülen soruşturmalar sonrası Dursun K. Ömer Ç ve diğer 4 kişinin izine ulaşılıyor. Zanlılardan Dursun K. Ve Ömer Ç. ilk sorgularında üç cinayeti de kendilerinin işlediğini ifade etti. Ancak seri cinayetler zincirinin başında yer alan Şinasi Sarıaslan’ı neden öldürdüklerini hiçbir şekilde bilgi vermedikleri ifade edildi.
ÜÇ CİNAYET DE BİRBİRİ İLE BAĞLANTILISoruşturmayı yürüten isimlerden biri “Bu üç cinayet de birbiri ile bağlantılı. İlk olay yaşanması Ziya Yılmaz öldürülmeyecek.
Ziya Yılmaz’ın öldürülmesi olayı olmasa Mehtap Yılmaz da öldürülmeyecek” dedi. Olayın perde arkasını ortaya çıkarmaya çalıştıklarını söyleyen aynı isim, yaşananlara ilişkin şaşkınlıklarını da vurgu yapıyor.
‘BÖYLESİ İLÇEMİZDE BİR İLK’54 yaşında olduğunu söyleyen Yenifakılı Belediye Başkanı Hüseyin Uyar “Ben hayatım boyunca bu ilçede böyle bir olay ne duydum ne gördüm” sözlerinden sonra şunları ifade etti: “İlçe haklı olarak tam bir şok içindeyiz. İnsanların morali bozuk ve kırgınlar. Bizim ilçemizde asla böyle bir şey olmazdı. Herkes birlik içinde... Herkes birbirini tanır. Ancak 8-10 yıl önce ilçemizde açılan 4-5 gazino burada sorun olmaya başladı. Asıl bataklık bu gazinolar.”

Gündeme Aziz Yıldırım bombası düştü

'Aziz Yıldırım tahliye oluyor' iddiaları sosyal paylaşım sitelerinde büyük heyecana neden oldu. Bu iddia üzerine telefonla görüştüğümüz Aziz Yıldırım'ın Avukatı Faik Işık "Şu anda kesin bir şey yok" dedi.

Henüz Türkiye'de yayın hayatına başlamamış olan El Cezire Türk Kanalı'nın çalışanlarının Twitter'dan Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım'a tahliye kararı verildiğine ilişkin iddiaları gündeme bomba gibi düştü.

Konu ile ilgili hurriyet.com.tr'ye konuşan Aziz Yıldırım'ın avukatlarından Faik Işık, "Biz Pazartesi günü 'Kanun Yararına Bozma' maddesinin Aziz Bey'e uygulanması için dilekçe verdik. Bakanlık da bizden dosyayı istemişti. Bugünlerde olumlu ya da olumsuz bir karar bekliyoruz. Ancak şu anda kesin bir şey yok. Burada en önemli olay Bakanlık bizden dosyayı istedi. Kararın çıkması da mahkeme zamanına kalmaz. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuru yapacağız. Yeter artık biz çok yorulduk. Türkiye'de savunmayı bitirdiler. Tahliye kararı çıkmazsa Aziz Yıldırım Türkiye'nin 'insan hakları sorunu' olacak. Biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvururken de Özel Yetkili Mahkemeler'in nasıl çalıştığını da anlatacağız. Türkiye'nin en büyük sorunu şu: Burada adalet yok. Yeter artık" dedi.
Aynı zamanda Yıldırım'ın avukatlarının İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'ne de başvuruda bulunduğu mahkeme heyetinin şu sıralar bu dosyayı görüştüğü öğrenildi.

Uzaydan bakıp uyardı: Dünya alarm veriyor

Dünya Doğayı Koruma Vakfı'nın (WWF) yayımladığı "Yaşayan Gezegen 2012 Raporu", kaynakların sömürülmesi ve aşırı tüketim nedeniyle Dünya'nın "sağlık durumu"nun giderek kötüye gittiğine işaret etti.

 
Avrupa Uzay Ajansı için çalışan Hollandalı astronot Andre Kuipers, raporun kamuoyuna duyurulduğu toplantıda gösterilen videoda, "Uzaydan orman yangınlarını, hava kirliliğini, erozyonu görebiliyorsunuz" derken, Dünya'nın alarm verdiği uyarısında bulundu.
Söz konusu videonun, Dünya'nın yörüngesinde günde 16 tur atan Kuipers'in Uluslararası Uzay İstasyonu'na ikinci misyonu sırasında kaydedildiği belirtildi.
İnsanların, Dünya'nın yenileyebileceğinden daha fazla tüketmeyi sürdürdüğünü ortaya koyan raporda, zengin ve fakir ülkelerin "ekolojik ayak iz"leri arasındaki farkın giderek açıldığı ve bunun felakete neden olabileceği ifade edildi.
DÜNYA ALARM VERİYOR / FOTO ANALİZ
WWF Genel Direktörü Jim Leaper, "Rapor açık bir şekilde gösteriyor ki, halen daha baş aşağı gidiyoruz. Altında bir gezegen daha varmış gibi yaşıyoruz. Dünya'nın doğal kaynakları üzerindeki baskı artmaya devam ediyor. Şu an Dünya'nın yenileyebileceğinden yüzde 50 fazlasını tüketiyoruz ve biyolojik çeşitlilik azalmaya devam ediyor" dedi.
TÜRKİYE 68'İNCİ SIRADA
Rio de Janeiro'da gerçekleştirilecek 2012 BM Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı öncesi yayımlanan rapora göre, Dünya'yı en çok kirleten ülkelerin başında sırasıyla Katar, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Danimarka, Belçika, ABD, Avustralya, Kanada, Hollanda ve İrlanda geliyor.
Rapor, insanların tüketim alışkanlıkları için kaç metreküp su ya da metrekare toprak parçasına ihtiyacı olduğunu gösteren "ekolojik ayak izi" sıralamasında, Türkiye'nin ise 68'inci sırada olduğunu söylüyor.
Rapora ilişkin görüşlerini dile getiren WWF Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Bayar, “Bu çalışma, gezegen üzerinde yarattığımız baskının boyutunu ve yaşamlarımızı mümkün kılan ormanlarımızın, nehirlerimizin, göllerimizin ve denizlerimizin sağlığında ortaya çıkan bozulmayı anlatıyor. Yaşayan Gezegen Endeksi’ndeki düşüşü tersine çevirmek için 'ekolojik ayak izi'nin gezegenin sınırlarına çekilmesi, tehlikeli iklim değişikliğinin önlenmesi ve sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleştirilmesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

10 Nisan 2012 Salı


Suriye'den konteyner kentlere ateş açıldı







Konteyner kentlere ateş açıldı

Ülkelerindeki iç çatışmadan kaçarak, Türkiye'ye sığınmak isteyen Suriyelilere, askerler tarafından yine ateş açıldı.


Kilis'in Öncüpınar Sınır Kapısı yakınlarında akşam saat 19.00 sıralarında, Suriyeliler mayınlı sahayı kullanarak, Kilis'e geçmeye başladı. Aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu yaklaşık 100 kişilik grubun Türkiye'ye geçişi sırasında silah sesleri duyuldu. Suriye'nin yüksek tepelerinde mevzilenen askerlerin kısa süreli açtığı ateş sırasında panik yaşandı. Seken kurşunlardan bazıları konteynırlara isabet etti. Ölen ve yaralanan kimsenin olmadığı saldırının ardından, Türkiye'ye geçen Suriyeliler, minibüslerle konteynır kente götürüldü. Türk polisi Suriye sınırına yaklaşmak isteyen gazetecilere ve Türk vatandaşlarına izin vermedi.

4+4+4'e Köşk'ten onay



4+4+4'e Köşk'ten onay

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda 4+4+4 yasası olarak bilinen yeni eğitim yasasını onayladı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kamuoyunda “4+4+4” olarak bilinen ve zorunlu eğitimi kademeli olarak 12 yıla çıkaran “İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”u onayladı.

Cumhurbaşkanı Gül ayrıca, kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı tanıyan “Kamu Görevlileri Sendikaları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Denetimli Serbestlik ve Yardım Merkezleri ile Koruma Kurulları Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”lara da onay verdi.

16 Mart 2012 Cuma

"Sivas tam aydınlatılsın..."

Sivas davasının zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin yargı sürecinin henüz bitmediğini belirten Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, “Bu olay yakın siyasi tarihimizin en acı ve utanılacak olaylarından biridir. Olay tam aydınlatılmamıştır. Nasıl oldu, kimler yaptı, nedir? Tam aydınlatılması gerektiği kanaatindeyim” dedi.

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül, odatv davasında gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Sait Çakır ve Coşkun Musluk hakkında tutuksuz yargılama kararı verilmesinden memnuniyet duyduğunu söyledi. Gül, zamanaşımından düşen Sivas davası ile ilgili ise, “Sivas olayı yakını tarihimizin utancı. Tam olarak aydınlatılması gerektiği kanaatindeyim” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, dün Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Ekvador Cumhurbaşkanı Rafael Correa Delgado’yu törenle karşıladı. Çankaya Köşkü’nde, 21 pare top atışı eşliğinde iki ülke milli marşlarının çalındığı törende Delgado, Türkçe “Merhaba asker” diyerek tören kıtasını selamladı. Gül ve Delgado, Büyük Şeref Kapısı’nın önünde basın mensuplarına poz verdikten sonra baş başa görüşmeye geçti. İki cumhurbaşkanı, heyetler arası görüşmelere başkanlık etmelerinin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler. Gül, gazetecilerin tahliyesi ve Sivas davasının zaman aşımına uğramasına ilişkin sorulara şu yanıtları verdi:
Tahliye, imaja katkı
“Tutuklu gazetecilerle ilgili başından beri görüşlerimi paylaşmıştım. Mahkeme verdiği kararla kendi imajına büyük katkı sağlamıştır. Davanın devam ediyor olması ve dışardan yargılanarak tahliye olmaları bizi de memnun etmiştir.
Utanılacak, acı olay
Sivas davasıyla ilgili açıklamayı dün (önceki gün) Yargıtay Başkanı yaptı. Yargılama sürecinin bitmediğini söyledi. Bu dava devam ediyor demektir. Bu olay yakın siyasi tarihimizin en acı ve utanılacak olaylarından biridir. Olay tam aydınlatılmamıştır. Nasıl oldu, kimler yaptı, nedir? Tam aydınlatılması gerektiği kanaatindeyim.”

14 Mart 2012 Çarşamba

İŞTE TÜRKİYE'NİN EN PARLAK SEKTÖRÜ

 

Esenyurt’taki Marmara Park Alışveriş Merkezi inşaatında 11 işçinin yaşamını yitirdiği çadır faciası sonrası gözler konteynır ve prefabrik üreticilerine çevrildi. Önümüzdeki dönemde konteynırlara olan talebin artması bekleniyor.

Kimi evini geçindirmek, kimi askere giden oğluna harçlık gönderebilmek, kimi düğün yapabilmek için Marmara Park AVM inşaatında çalışan 11 işçi, kaldıkları çadırın yanması nedeni ile yaşamını yitirdi. Esenyurt'taki facidan önce Van'da da deprem sonrası kurulan çadırlar ile ilgili her gün bir 'çadır yangını' haberi gündeme geldi. Söz konusu çadır yangınlarında çoğu çocuk 11 kişi yaşamını yitirmişti. Şantiyelerde, konteynır yerine çadır kullanımının gerekçesi  ise çadırların daha düşük maliyetli olması... Esenyurt’taki olay sonrası yapılan ön inceleme sonuçlarına göre, işçiler, çadır yerine konteynır veya prefabrik şantiyelerde kalsaydı, yangın çıksa bile söz konusu facia yaşanmayacaktı.